Batı Karadeniz’in sakin ve huzurlu köşelerinden biri olan Bartın, hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirasıyla ziyaretçilerini büyüleyen şehirlerden biridir. Yeşille mavinin iç içe geçtiği bu şehir; denizi, ormanları, tarihi evleri ve huzurlu atmosferiyle her mevsim gezginler için eşsiz bir durak sunar. Bartın, kalabalık şehir yaşamından uzaklaşmak ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için adeta bir sığınak niteliğindedir. Bu yazıda, Bartın’ın öne çıkan yedi farklı bölgesini detaylıca inceleyecek ve bu güzellikleri keşfetmeniz için rehber niteliğinde bilgiler sunacağız.
Amasra
Bartın denilince akla ilk gelen yer hiç şüphesiz Amasra’dır. Karadeniz’in en güzel kıyı kasabalarından biri olan Amasra, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Cenevizlilerden kalma Amasra Kalesi, Boztepe Adası’na uzanan Kemere Köprüsü ve manzarasıyla ünlü Ağlayan Ağaç Tepesi burada mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Liman çevresindeki balık restoranları ve hediyelik eşya dükkanları, deniz kenarında huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için birebirdir. Ayrıca Amasra plajları yaz aylarında serinlemek için ideal seçenekler sunar.
İnkumu Plajı
Bartın şehir merkezine yaklaşık 15 km mesafede yer alan İnkumu Plajı, bölgenin en popüler sahil destinasyonlarından biridir. Uzun ve geniş kumsalıyla hem yürüyüş yapmak isteyenler hem de denize girmek isteyenler için mükemmel bir alandır. Temiz suyu ve ince kumu sayesinde aileler için de oldukça uygun olan plaj, yaz aylarında özellikle yerli turistler tarafından tercih edilir. Sahil boyunca kafeler, restoranlar ve konaklama tesisleri de bulunmaktadır.
Ulukaya Şelalesi
Ulukaya Şelalesi, Bartın’ın Ulus ilçesinde yer alan ve doğa severlerin ilgisini çeken büyüleyici bir doğa harikasıdır. Yaklaşık 10 metre yüksekliğinden dökülen şelale, kayalık bir vadinin içinde yer alır ve çevresi yoğun ormanlarla kaplıdır. Sessizliği, kuş sesleri ve suyun oluşturduğu doğal ambiyans ile tam anlamıyla meditasyon etkisi yaratır. Piknik yapmak veya doğa yürüyüşleri gerçekleştirmek isteyenler için mükemmel bir duraktır.
Güzelcehisar Lav Sütunları
Bartın’ın en etkileyici jeolojik oluşumlarından biri olan Güzelcehisar Lav Sütunları, yaklaşık 80 milyon yıl öncesine dayanan volkanik hareketler sonucu oluşmuştur. 4 kilometrelik sahil boyunca uzanan bu altıgen sütunlar, Türkiye’de oldukça nadir görülen doğal yapılardandır. Hem bilimsel açıdan hem de estetik olarak büyük ilgi çeken lav sütunları, aynı zamanda plajıyla da ziyaretçilerine deniz keyfi sunar. Özellikle gün batımında muazzam fotoğraf kareleri yakalanabilir.
Mugada Plajı
Bartın’ın bozulmamış doğasına açılan kapılardan biri olan Mugada Plajı, yemyeşil ormanların hemen yanında uzanan geniş bir sahil şerididir. Özellikle kampçılar ve karavan tutkunları için ideal bir bölgedir. Doğayla iç içe sakin bir tatil arayanların tercih ettiği bu plaj, berrak denizi ve çevredeki yürüyüş rotalarıyla dikkat çeker. Yaz aylarında yoğunluk yaşasa da, hâlâ bakir kalabilmiş nadir alanlardan biridir.
Safranbolu Evlerine Benzer Bartın Evleri
Bartın şehir merkezinde yer alan geleneksel Bartın evleri, Safranbolu’daki tarihi evlerle benzerlik gösterir ve Osmanlı döneminin sivil mimarisini yansıtır. Ahşap işçiliğiyle bezeli bu evler, genellikle üç katlı, cumbalı ve taş temelli yapılar olarak inşa edilmiştir. Şehir merkezinde yapacağınız kısa bir yürüyüşle bu tarihi dokuyu hissedebilir, fotoğraf severler için nostaljik kareler yakalayabilirsiniz.
Kuşkayası Yol Anıtı
Amasra’ya giden yol üzerinde yer alan Kuşkayası Yol Anıtı, Roma dönemine ait oldukça nadir bir yapıttır. M.S. 1. yüzyılda Roma valisi tarafından yaptırılmış olan bu anıt, hem yol güvenliğini sağlamak hem de Roma’nın kudretini göstermek amacıyla inşa edilmiştir. Kayaya oyulmuş insan figürü, kartal ve yazıtlar ile dönemin sanat anlayışını yansıtır. Ziyaretçilerin durup tarih ile doğayı aynı karede görebileceği eşsiz noktalardan biridir.